Stres günümüz insanının ve toplumlarının çok duyduğu bir sözcük, aynı zamanda çok da maruz kaldığı bir durumdur. Stresin etkileri üzerine birçok araştırma ve yazı bulunmaktadır. Bu yazımızda stresin bellek üzerine etkileri konusunda Scientific American Mind’da yayınlanan bir makalenin özeti sunulmaktadır. Konu bellek olunca işin içine herkes girmekte ancak işi öğrenme olan öğrencilerle zihinsel yoğunluğu olan işlerde çalışan yetişkinler için konu ayrı bir öneme sahiptir. Çünkü bellek öğrenmede ve öğrenilmiş bilgileri geri çağırmada önemli görevler üstlenmektedir.
Stres yaratan bir unsur/durum ile karşılaşıldığında, beyindeki “uyarı düzenekleri” devreye girer ve bazı hormonların salgılanmasını tetikler. Bu hormonlar, diğer pek çok değişimin yanı sıra, kan basıncının yükselmesine, kalp atımının hızlanmasına, nefes ihtiyacının artmasına sebep olur. Etkiler, fizyolojik belirtilerle sınırlı değildir; bilişsel ve davranışsal boyutlarda da belirtiler gözlemlenir. Örneğin, öğrenme ve hatırlama becerilerimiz, yaşanan stresten anlamlı biçimde etkilenir. Günlerce hazırlanıp da bildiklerinizi unuttuğunuz sınavları veya üzerine uzun uzadıya düşündüğünüz parlak fikirlerin aklınıza bir türlü gelmediği iş görüşmelerini anımsayın.
Birçoğumuzun başına gelmiştir; sınavdan veya toplantıdan yalnızca birkaç saat sonra, hatırlanamayan bilgiler zihne akın eder. Bunun olası bir açıklaması; yaşanan stresin, başka bir deyişle, kaygının, hafızayı zayıflatması.
Ancak konu stres olunca, açıklamalar bu denli basit değil, çünkü stresin hafıza üzerindeki etkileri oldukça çeşitli. Stres, zihinsel işlevlerimizi her zaman olumsuz yönde etkilemiyor. Yapılan çalışmalar, duyumsanan psikolojik baskının, hatırlama becerilerini, kimi durumlarda zayıflattığını, kimi durumlarda ise güçlendirdiğini gösteriyor.
Bunun yanı sıra, stresten etkilenen bilişsel materyalin niteliği de denklemi değiştiriyor. Peki, stres, hatırlama becerilerimizi ne zaman zayıflatıyor, ne zaman geliştiriyor? Araştırmalar, stresin etkisinin, stres unsurunun deneyimlendiği zamanlama ve süreye bağlı olduğuna işaret ediyor.
2006 yılında Amsterdam Üniversitesi’nden Marian Joels ve meslektaşlarının yaptığı bir çalışma, stresin, yalnızca, hatırlanması istenen olay ile aynı anda veya hemen sonrasında deneyimlenmesi ve söz konusu olay ile aynı biyolojik sistemleri aktive etmesi durumunda hafızayı pekiştirdiğini ortaya koyuyor.
Stres, hatırlanması istenen olaydan önce veya dikkate değer bir süre sonra deneyimlendiğinde, yani adrenalin ve kortizol gibi stres hormonları, olay ile eşzamanlı olarak salgılanmadığında ve farklı sinir hücresi (nöron) bağlantıları uyarıldığında ise, hafızayı zayıflatıcı etkisi olduğunu gösteriyor. Araştırmacıların da dikkat çektikleri çok önemli bir koşul, stresin kısa süreli olarak deneyimlenmesi.
Joels ve arkadaşları, stresin hafıza üzerindeki zıt etkilerini açıklayan bir mekanizma önerdiler. Buna göre, bedenin stres ile karşılaşıldığında verdiği tekpi iki aşamalı oluyor. Önce, stres, dikkati arttıran ve beyin hücreleri arasındaki bağlantıları pekiştiren nöronların ve nöronlar arası iletişimi gerçekleştiren kimyasalların (nörotransmitterler) salgılanmasını sağlıyor. Ancak daha sonra, yaklaşık bir saat içerisinde, kortizol hormonu başka bir süreci başlatıyor ve dikkati desteklemek yerine, anıları sağlamlaştırmak üzere çalışıyor.
Böylelikle, stres yaratan deneyim ile ilişkisi olmayan yeni bilgilerin edinilmesi engelleniyor. Başka bir deyişle, nörobiyolojik süreçler sebebiyle, stres, başlangıçta algı ve öğrenmeyi kolaylaştırıyor; daha sonra ise zorlaştırıyor.
Daha önce de değindiğimiz üzere, stres, zamanlama ve süreye bağlı olduğu gibi, bilişsel materyalin niteliğine göre de farklı etkilere sebep oluyor. Hafızada, her deneyim rastgele ve tekdüze biçimde depolanmıyor. Araştırmacılar Mathias Schmidt ve Lars Schwabe’nin açıklamasından yararlanarak açıklarsak, hafızamız, deneyimlediğimiz ve öğrendiğimiz her şeyi içine attığımız büyük bir çekmece gibi değil; daha ziyade, her biri farklı nitelikte bilgiyi barındıran pek çok çekmecesi olan dev bir dolaba benziyor.
Beyinde depolanan bu bilgilerin bir kısmı; örneğin, hayat deneyimleri ile ilişkili olan anısal hafıza, strese karşı aşırı derecede duyarlı. 2005 yılında Düsseldorf Üniversitesi’nden Sabrina Kuhlman ve arkadaşlarının yürüttüğü bir araştırmada, duygusal veya nötr nitelikli bilişsel materyallerin hatırlanmasının, stresten nasıl etkilendiği araştırıldı. Deney gereği, öncelikle tüm katılımcılara çeşitli kelimelerin yazdığı bir liste verildi ve olumlu, olumsuz veya nötr içerikli bu kelimeleri ezberlemeleri istendi.
Stres hakkında burada sunulan bilgilerin yararlı olması dileğiyle, saygılar.
İbrahim GÜNGÖR
Kaynak: Schmidt, M. V., & Schwabe, L. (2011, Eylül/Ekim). Splintered by stress.
Scientific American Mind, 22(4), 22-29.(www.isteinsan.com.tr).
Sürtünme kuvveti cismin alt yüzeyi ile hareket ettiği ortamın yüzeyi arasında oluşan ve daima cismin…
-Şekildeki cisim F kuvveti yönünde hareket ediyorsa ivme ifadesi nedir? N=G olduğundan Fs = k…
Hareketi ve harekete sebep olan kuvveti birlikte inceleyen mekanik bölüme Dinamik denir. Dinamiğin üç kanunu…
Hareket Seçilen durgun bir referans noktasına göre cismin zaman içerisinde yer değiştirmesine hareket denir. Yörünge…
DOĞRU BOYUNCA HAREKET (DOĞRUSAL HAREKET) Hareket Seçilen durgun bir referans noktasına göre cismin zaman içerisinde…